Kayıtlar

2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İnsan Görünümlü Yaratıklar

İnsanlar diyorduk en son. Evet insanlar gerçekten çok kötüler. Yüzde doksanbeş’i kötü yüzde beş’i iyiyse o yüzde beşlik kısım imkanı yok bize denk gelmez. Ama bizde de hata var nerde değer bilmez, karaktersiz, üçkağıtçı insan varsa gidip onu buluyoruz. Özellikle ben paratoner gibi ya onları kendime çekiyorum ya da tıpış tıpış kendi ayağımla gidiyorum. İnsan olmak zannedildiği kadar zor değil aslında bakın diyelim ki zor geliyor insan olamıyorsunuz o zaman birazcık insanmış gibi taklit yapın. Lütfen önemle rica ediyorum!  Karşısındaki insanı üzmek bu insan görünümlü yaratıklara o kadar basit geliyor ki… hatırlatmak isterim o üzdüğünüz insanlar bakın üzerine basarak insanlar diyorum kalp taşıyor sizin gibi taş değil. O kalbi kırmaya, tüketmeye hiçbir şekilde hakkınız yok.  En basitinden bir örnek vereyim bir defa arkadaşımla bir cafede oturuyoruz sohbet ederken birden bağırma seslerini duyduk ve sonra anladığımıza göre garson müşterinin önünden içeceği bitti diye   barda

Ülkemizde Sanatın Önemi

Ülkemizde sanatçıya verilen değer diyerek söze girmek isterdim fakat bizim ülkemizde sanata sanatçıya zerre kadar değer verilmiyor ki… Sanatın herhangi bir dalıyla(resim, müzik, dans, tiyatro…)ilgilenen insanlar “Sanatkar” olarak anılması gerekirken “İşsiz” olarak anılıyor bu ülkede. Bu bir ya da iki kişinin değil hepimizin sorunu ama hiç oturup düşündünüz mü acaba biz neden bu haldeyiz? Diğer ülkelerden neyimiz eksik diye…  Başka ülkelerde sadece sokak müzisyenliği yaparak hayatını sürdüren insanlar var. Ama bizim güzel yurdumuzda sokakta müzik yapanları polis amcalarımız(!) linç ederek yaka paça nezarete atıyorlar. Sokakta içip içip böğüren vatandaş evine postalanır ama bir müzisyen sorgusuz sualsiz nezarete. Neden mi? Çünkü müzik yapıyorlar, içip böğüren arkadaştan rahatsız olmayan sevgili(!) vatandaşlarımız müzisyenden rahatsız oluyor. Sonrada vay efendim bu toplum gelişmez. Gençlerin sonu hayra alamet değil…  Resim bölümünde okuyan arkadaşlarımla “Ressam mı ol

Özgüven Eksikliği

Bu aralar ciddi anlamda dikkatimi çeken bir konuya değinmek istiyorum. Ben de dahil bir çok kişide fark ettiğim bir şey “Özgüven Eksikliği.”  Özgüven Eksikliği genel olarak, kendini sosyal çevreden uzaklaştırma, içe kapanıklık ve başaramama korkusu ile gösteren psikolojik problemdir. Bu konuda birçok kişiye tavsiyelerde bulunurum ama nedense kendim bu tavsiyelerime bir türlü uyamam. Hani derler ya “Terzi kendi söküğünü dikemezmiş.” Benimki de o misal… Bir kere şunu aklınıza kazıyın siz istediğiniz her şeyi yapabilecek güce sahipsiniz. Sadece imkanlar ve özgüven sıkıntısı buna engel olabilir. İmkansız hiçbir şey yoktur. Zor vardır ama kesinlikle imkansız değildir. Ki mühim olan zaten zoru başarmak sonuçta kolay olanı herkes yapar. Bir şeyleri yapmaya başlarken benim bunu başarmam imkansız sözlerini atın kafanızdan. Bu sözler yerine “Evet. Bu zor ama bende kolay değilim.” Sözlerini kullanın. İnanın hayatınızda çok önemli işler başarmanızı sağlayacak nitelikte bir söz. Fakat

Onlar küçücük çocuk…

Şu son zamanlarda en sık karşılaştığımız çok büyük bir problem olan   “Çocuk Tacizi” konusuna değinmek istiyorum. İsmi bile tüyler ürpertici ve mide bulandırıcı… Son 1-2 aydır ne zaman haber izlesem hep aynı şeye denk geliyorum. Küçücük çocuklar ya ailelerinin, akrabalarının tacizine uğruyor ya da öğretmenlerinin. Bu ne demek ya? Gerçekten aklım almıyor böyle bir iğrençliği. Sen doğur büyüt okusun diye okula gönder karaktersizin biri çıksın senin çocuğunu taciz etsin… Hani okul çocukların ikinci yuvasıydı. Ah pardon bu çocuklar birinci yuvalarında bile huzur bulamıyorlar ki. Abi taciz eder amca taciz eder baba hamile bırakır… Allah’ım insanoğlu ne kadar iğrenç bir hal aldı. Küçücük çocuklardan nasıl tahrik olup da taciz edebiliyorsunuz bu nasıl bir zihniyet. Ya öğretmeni, dayıyı, amcayı falan geçtim baba ya BABA… Kendi öz evladına nasıl yapar bunu. Kendi kanı, canı kendi parçası bu çocuk. Bu insanların nefes almaya bile hakkı yokken. Bizim adaletimiz iyi hal indirimi uyguluyor

Bu Eleştiriler Kendime

Bu yazımda bir farklılık yapmak istiyorum. Geçen yazılarımın hemen hepsinde toplumda gördüklerimi eleştirdim. Onlar hakkında iyi kötü yorumlar yaptım. Ve şimdi birazda kendimi eleştirmek istiyorum. Aranızda “Ya bana ne senden.” Diyenler illaki olacaktır. Saygı duyarım. Ama benim bunu yapmamın sebebi belki okuyan birilerinin de kendisini eleştirip hakkında iyi kötü yorumlar yapıp eksilerini ve artılarını görmesini sağlayabilirim diye umut ediyorum.  Öncelikle şöyle başlayayım. Benim en büyük eksilerimden biri, gelecek için çok fazla planım var. Bunu biraz daha açayım. Ben bir müzisyenim (Amatör). Gelecekte bunu profesyonel hale getirip müzikte iyi bir kariyer yapmayı planlıyorum fakat bunun için ne kadar çaba gösteriyorum? İşte kendime yönelttiğim müthiş bir soru… Cevabını da vereyim hemen. Bu kadar büyük bir kariyer planına göre neredeyse hiç çaba göstermiyorum.  Bir başka eksime geçeyim. Her insanda olduğu gibi benimde hatalarım ve bu hatalardan aldığım dersler oldu. Tama